camgöz limanı
camgöz limanında donarken yalnızlığım
kanıyor bulutlar her yer kırmızı
bembeyaz bir gökyüzü saklı avuçlarımda
nerde o eski günler
eski sevinçler
düne dair hapsettiğim ne kadar tatlı hatıra varsa aklımda
bazen bir iç çekiş
bazende tebessüm olup
canlanıyor göz kapaklarımda
belki herşey yalan
şu anda birlikte olduğumuz gibi
ne kadar boyutsuzluk varsa toplayın alayını
atın bir karmaşanın içine
o kadar yalandan sonra
elbet biraz gerçek gerçekleşir hala
basireti kördüğüm olmuş
besmelesiz başlanılan bir hayat
yıldızların en sönüğü
yaprakların en ölüsü
bir baykuş kadar uğursuz
dün kadar geçmiş
kıyamet kadar karmaşada
hoş belki hiç yaşamadık
yalandı herşey
buğusunda kezzap barındıran nefesin
ellerin ve tenin
çok geç kalmış olsakta
camgöz limanındayım ben hala
olurda dönüp gelirsen bir eylül akşamında
aklım zaten hep seni düşünmekle meşgul
gelen her gemide sen
gidende ben
gelende sen
gidende ben...